Türkçe Bilgi , Ansiklopedi, Sözlük

Çeşitli konularda makaleler içeren ve kullanıcıların yorum yazarak bilgi eklediği genel bilgi ve başvuru sitesi

Youtube

Kanalımıza abone oldunuz mu?

Youtube kanalımıza abone olarak hem sitemize destek olabilirsiniz hem de bilgilendirici videolarımızdan haberdar olabilirsiniz.

Hemen Abone Ol!

İletişim Bilgisi

Aşağıdaki bilgileri kullanarak site hakkında bize ulaşbilirsiniz

Telefon: +90 536 686 91 70

[email protected]

Duyguların Kontrolü



Yaşadığınız duyguları siz kontrol edin, onlar sizi değil.


Bir çoğunuz “Duygularına göre hareket ediyorsun!” yada “Çocuk gibi davranıyorsun!” sözlerini bir başkasına söylemiş yada başkasının kendisine söylediğini duymuştur. Acaba bu cümlelerin altında yatan anlamı gerçekten biliyor muyuz? Yoksa belli davranışlara yönelik olarak, ağız alışkanlığıyla mı söylüyoruz?

Duygularına göre hareket etmek genelde kişilerin içinde bulundukları ruh haline göre davranmaları olarak tanımlanabilir. Örneğin sinirli birisinin çevresindekilere bağırması, üzüntü duyan bir kişinin ağlaması yada mutsuz olan birinin surat asması yada kendi içine kapanması gibi. Bu tür davranışlara çocuk gibi davranmak denir çünkü çocuklar mantık kullanmayı bilemedikleri ve duygularını kontrol edemedikleri için hislerine göre hareket ederler.

Bebekler karınları acıktığında midelerinde rahatsız bir his duyarlar ve ağlarlar. Bu ağlamanın amacı annenin dikkatini çekmektir. Kendi başına bu kötü duyguyu yok edemeyeceği için, annesinin kendisi için halletmesine ihtiyacı vardır. Ağlama sesini duyan anne bir sorun olduğunu anlar, çocuğun yanına gelir, ne rahatsızlığı olduğunu bulur ve sonrada bu ihtiyacı giderir. Kendi duygularının kontrolünü ele almamış ve hissettiği negatif duyguları yok edebilecek kapasiteye kavuşmamış büyüklerde aynı mantıkla hareket eder (biraz daha karmaşık olarak). Örneğin kendini kötü hisseden birisinin çevresindekilere bağırması, utanç duygusu duyan birisinin içine kapanması yada başarısızlık duygusu yaşayan birisinin çevresindekileri suçlaması gibi. Bütün bu davranışların altında bir tek mesaj vardır, “İçimde beni rahatsız eden bir duygu var. Lütfen beni bundan kurtar!”

Çocukların ağlaması çoğu kez insanı aşırı derecede rahatsız eder, bunun çok önemli bir anlamı vardır; kendi yaşamını sürdürebilmesi için çevresindekilerin dikkatini üzerine toplamak zorundadır. Aynı şekilde duyduğu duygulardan dolayı rahatsız olan bir insanda çevresindekilerin dikkatini çekmek zorundadır çünkü bu duyguları gidermesi için başkalarının yardımına ihtiyacı vardır. Bu sebeple ağlayabilir, bağırabilir, kavga edebilir, içine kapanabilir yada benzeri başka tavırlar ile karşısındaki insanı rahatsız etmeye çalışır. Tıpkı bir annenin bebeğinin rahatsızlığını gidermesi gibi aynı şekilde diğer insanlarında kendi rahatsızlığını gidermesini bekler, çünkü ne yazık ki kendi başına bu kötü duyguyu anlayacak ve çözebilecek becerisi henüz gelişmemiştir. Tıpkı dediğimiz gibi “Çocuk gibi davranır!”

Bir çoğumuz bu sözü söylerken kişinin şımarıklık yaptığını ve özellikle büyümemek yada sorumluluk almamak için direndiğini vurgularız. Bu sözler ile kişinin bilinçli olduğunu, doğru ve yanlışın ne olduğunu bildiğini ama uygulamadığını ifade ederiz. Oysa bu kişilerin bir çoğu duygularının kontrolünü nasıl alacaklarını, yaşadıkları negatif duyguların anlamını yada nasıl çözüm bulacaklarını hiç bir zaman öğrenmemişlerdir. Hepimiz “Ailesi tarafından çok şımartıldı!” lafını kullanmışızdır. Bunun anlamı anne, baba yada başka aile bireylerinin çocuğun her ihtiyacını gidermesi olarak tanımlanabilir. Burada kastedilen sadece fiziksel ihtiyaçlar değil, duygusal ihtiyaçlardırda. Örneğin abisinin oyuncağını isteyen ve bunun için ağlamaya başlayan bir çocuğa annesinin gelip hemen oyuncağı vermesi gibi. Buradanda anlaşılacağı gibi, çocuk kendi sorumluluğunu üstlenmeyi, ihtiyaçlarının ne olduğunu ve nasıl çözüm bulacağını asla öğrenememiş olur. Bu durumda ideal olan annenin ağlamadan ne istediğini söyleyebilmesi için çocuğa destek olması, daha sonra bu isteğine nasıl ulaşabileceğini sorması ve kuralları anlatması gerekir.

Bebekler ilk dünyaya geldiklerinde anne ile kendilerini bir bütün olarak görürler; çünkü en ufak bir rahatsızlık hissettiğinde anne hemen gelip ihtiyacını giderir. Peki anne bunu nerden bilir, nasıl anlar? O halde anne kendi vücudunun bir parçası olmalıdır. Eğer anne çocuğundan başarılı bir şekilde ayrılmayı başaramaz ve çocuğun kendini ayrı bir birey olarak görmesini sağlayamaz ise (diğer bir deyimle, onun adına her işini yapmaya devam ederse) çocuk annesini ihtiyaçlarını gideren bir uzvu olarak görmeye devam eder ve asla kendi ihtiyaçlarını görmesi gerektiğini öğrenemez. Bu şekilde büyüyen kişiler yaşamları boyunca her tür koşulda tıpkı bir çocuk gibi davranmaya devam eder ve çevrelerindeki insanların kendileri adına sorunlarını çözmelerini beklerler, kendi mutsuzlukları için başkalarını suçlarlar ve kendi hayatlarını daha iyi bir hale getirmek için adım atamazlar. Çünkü bunu nasıl yapacaklarını hiç öğrenmemişlerdir.

Bu kişiler yaşadıkları negatif duygulara anlam veremez, nerden geldiğini ve niye olduğunu bilemez ve kendi davranışları ile bu duygular arasında bağlantı kuramazlar (çünkü bu işi yapacak kişi yani anne yoktur. Tıpkı kolu kesilen birisinin duyduğu eksiklik gibi) Kişi anlam veremediği bu duygulardan nasıl kurtulacağını bilmediği için kendini çaresiz hisseder ve çevrelerindeki insanlardan yardım umar. Ne yazık ki yaşadığı duyguları mantık ve akılcı yollarla ifade edemez (edebilse zaten çözümüde bulabilir), aksine duygularına göre hareket ederek rahatsızlık mesajını iletmeye çalışır.

Ne yazık ki büyüklerin dünyasında bu davranışlar farklı anlamalara geleceği için insanlar bir çocuğa gösterilen sabrı ve özeni göstermezler. Bu kişiyi daha fazla karmaşaya ve depresyona iter. Kişi etrafındakilerin ihtiyaçlarını tıpkı annesi gibi halletmesini umut eder fakat çevresindekiler bu beklentilere yanıt vermez (çoğu zaman). Çocuk küçükken bu durumun annesinin kendisine kızdığı anlamına geldiğini öğrenmiştir. Anne yanlış bir şey yaptığında çocuğun ihtiyaçlarını karşılamayıp onu tek başına bırakarak cezalandırır. Dolayısıyla çevresindekilerin ihtiyaçlarını gidermeye yanaşmıyor olmasını cezalandırılmış gibi algılar ve sevilmediğini düşünmeye başlar, gittikçe içine kapanır ve insanların kendi hayatını nasıl çekilmez hale getirdiğini düşünür. Diğer bir deyimle hayatında olan her sorun için başkalarını suçlar.

Anne ve babasından duygularının sorumluluğunu üstlenmeyi öğrenemeyen bir çocuk için gerçektende yaşamlarındaki sorunların çözümü başkalarındadır ve bunu beklemekte haklıdırlar. Çünkü başka türlüsünü bilemezler. Fakat bu kişilerin kendi duygularının sorumluluğunu üstlenmesi için çözüm nedir? Bu soruya cevap vermeden önce duyguların tanımlanması, ifade edilmesi ve net olarak belirlenebilmesi için Gençlerin Duyguları yazısına bakmanızı öneririm.

Aynı zamanda aşağıdaki soruları sormak kişinin yavaş yavaş kendi duygularını üstlenmesi için faydalı olabilir:
İçimde rahatsız edici bir duygu var, bunun nedeni ne? Az önce konuştuğum kişinin söylediği bir söz olabilir mi? Yada söylemediği bir şey?

Peki söylenen söz beni neden bu kadar rahatsız etti? Bu sözün bendeki anlamı nedir? Kendimi nasıl hissetmeme yol açtı? Kıskandım mı? Kırıldım mı? Ezik mi hissettim? Korktum mu? vs.

Duyduğum bu hissin kaynağı nedir? Neden kıskandım, kırıldım, korktum…? Kendimi bir konuda eksik mi hissediyorum? Başarısız mı hissediyorum?

Neden kendimi başarısız hissediyorum... eksik hissediyorum? Hep mükemmel olmaya mı çalışıyorum? Yoksa insanların beni bu şekilde sevmeyeceklerine mi inanıyorum?

Neden insanların beni böyle sevmeyeceklerine inanıyorum? Acaba ben kendimi sevilmeye değer bulmuyor olabilir miyim? Bu yüzden herkesinde böyle düşünmesi gerektiğini mi sanıyorum?

Kendimi hangi alanlarda eksik hissediyorum? Acaba bu eksikleri giderirsem kendim hakkında daha iyi hissedebilir miyim? Acaba arkadaşımın sözleri o zaman beni rahatsız etmez mi?
Yukarıda, yaşadığınız negatif duyguların anlamını nasıl sorgulayabileceğinize dair bir örnek vermeye çalıştım. Genelde bir Psikolog ile görüşmeye gittiğiniz zaman benzeri bir yaklaşım ile duygularınızı inceler ve altında yatan derin anlamları bulmaya çalışırsınız. Dolayısıyla bir psikoloğa gitmek duygularınızın size ne anlatmaya çalıştığını anlayabilmek ve kontrolü ele geçirebilmek için faydalı bir başlangıç olabilir.

Duygularınızın kontrolünü ele almanız dileği ile

6 Yorum - Senin Görüşün Nedir?

#1 Kontrol
-
Mustafa
-
2014-10-27 16:21:33 +2

Sorunun temelini gösterdiğiniz için teşekkürler

#2 yorum
-
rahim
-
2015-04-01 00:31:01 +1

Metini yazana teşekkürler sorunlarımi çözümlememe yardımcı oldu

#3 süper
-
ilayda
-
2015-08-06 19:54:05 +1

cok iyi yardmıcım oldu

#4 ...
-
Dilan
-
2016-07-17 00:46:55 +1

Bu yazı 3 gündür düşündüğüm ve üzülüp ağladığım bi konuyu daha iyi çözümleme yardımcı oldu herşey tamam nedenler sonuçlar hisler biliniyor ama ben hala ne yapacağımı bilmiyorum

#5 hisler bak ve uzak laş dahası kimse üzemez onları bide biz bakalım nasıl huy var onların taklidi ve kendimizn özlliğimizi vermiyelim
-
hilas
-
2016-11-08 11:33:34 0

bence sabır yada onların yanında olmamak ve onların halini izle budur yada düşüncelerini yeni yapmak artık arasınlar bulamazlar peki bulmaya çabalasalar bulamazlar çünkü huyuna bakılır tamam dır .

#6 patent
-
türk
-
2016-12-14 19:34:53 0

vidio halinde apın

Görüşün Nedir?

Karakter Sayacı:
0