Türkçe Bilgi , Ansiklopedi, Sözlük

Çeşitli konularda makaleler içeren ve kullanıcıların yorum yazarak bilgi eklediği genel bilgi ve başvuru sitesi

Youtube

Kanalımıza abone oldunuz mu?

Youtube kanalımıza abone olarak hem sitemize destek olabilirsiniz hem de bilgilendirici videolarımızdan haberdar olabilirsiniz.

Hemen Abone Ol!

İletişim Bilgisi

Aşağıdaki bilgileri kullanarak site hakkında bize ulaşbilirsiniz

Telefon: +90 536 686 91 70

[email protected]

Tokyo

Makale Sayfaları
Tokyo
Japon Kültürü
Japonya Otelleri
Japonya Alışveriş
Japonya Yemekleri, İçecekleri
Japonya Eğlence, Kültür ve Sanat
Tokyo, Japonya Gezilecek Yerler
Ülke Bilgileri

Nüfus: 125,879,000 (1995 sayımı).
Resmi Dil: Japonca
Para Birimi: Japon Yeni
Yüzölçümü: 377,801 km2
Başkent: Tokyo
Önemli Şehirler: Osaka, Kyoto, Hiroşima, Kobe, Fukuoka, Nagoya, Sapporo
Önemli Sanayileri: Otomobil, gemi, elektronik, optik, deniz ürünleri.
En yüksek yeri: Fuci Dağı (3,776 m)
Din: Şinto ve Budizm
Yönetim Şekli: Anayasal monarşi


Doğu Asya'da, dördü büyük olmak üzere, irili ufaklı yaklaşık 1000 kadar ada üzerine kurulu, anayasal monarşi ile yönetilen bir ülke olan Japonya, kuzeyinde Ohotsk Denizi, doğusunda Pasifik Okyanusu, güneyinde yine Pasifik Okyanusu ve Çin Denizi, batısında Kore Boğazı ve Japon Denizi ile çevrilidir. Kuzeyde Rusya'nın en doğusundaki Sakhalin adasından, güneyde Tayvan'a kadar bir hilal şeklinde uzanır. Japonya'nın genel görüntüsünü oluşturan 4 büyük adası kuzeyden güneye doğru Hokkaido, en büyük adası olan Honşu, dört büyük adanın en küçüğü olan Şikoku ve güneyde de Kyuşu olarak sıralanır. Başkenti ve aynı zamanda en büyük şehri Honşu'da yer alan Tokyo olan Japonya'nın tüm adalarla birlikte toplam yüzölçümü 377,688 km2'dir.

Para; Paranızı ülkeye USD dolar bazında sokup, orada Japon Yen'ine çevirmenizi tavsiye ederiz. Postaneler veya bankalar bu iş için ideal ama postanelerin rate'i biraz daha iyi. Bunun yanısıra Citibank veya herhangibir banka atm'sinden kredi kartınız aracılığıyla para çekebilirsiniz. Bununla birlikte kredi kartınız Plus veya Cirrus Network değilse Japonya'da tamamen kullanışsız olacaktır.

İklim; Japonya ya giderken giyim konusunda da tedarikli olun. Özellikle Haziran ve Temmuz ayı ortası çok nemli. Yazın hava sıcaklığı 38 dedeceye kadar çıkabilir. Kış aylarında soğukluk, özellikle ülkenin güneyinde -2 veya -3 civarlarında olabilir. Sonbahar için Japonya ya gitmek için en iyi mevsim diyebiliriz.

Japon Adaları, kuzeyden güneye yaklaşık 15 derecelik bir enlemde uzanır. Bu yüzden iklim bölgelere göre oldukça büyük farklılıklar gösterir. Yıl boyu ortalama sıcaklık, Sibirya tarafından gelen soğuk kuzeybatı rüzgarlarının etkisiyle, kuzeydeki Hokkaido adasında yaklaşık 4°C iken, sıcak Kuroşio Akıntı'sından (Japon Akıntısı) etkilenen güneydeki Ryukyu adalarında yaklaşık 16°C'yi bulur. Japonya'nın kuzey bölgesinde kışlar dondurucu ve sert, yazlar ise serin geçer. Güneyde ise tam tersine yazın nemli ve oldukca sıcak bir yarı-tropikal iklim görülürken, kışları da ılık ve çok kısa süreli kar yağışlı bir mevsim hakimdir. Japonya, güneydoğu musonlarının geçiş bölgesinde olduğundan yazları çok nemlidir. Yıllık yağış oranı Hokkaido'da 1020 mm'den; Honşu'da 3810 mm'ye kadar bölgesel değişimler gösterir. Ağustos sonlarında başlayan tayfun mevsimi özellikle güney ve batı kesiminde olmak üzere ülke genelinde etkilidir. Tayfunlar her yıl başta denizcilik ve balıkçılık gibi alanlarda ülke çapında büyük maddi zarara ve can kaybına neden olur.

Bitki Örtüsü
; Japonya'nın muhtesem zenginlikteki bitki örtüsünün sebebi Japonya'da özellikle yazların sıcak ve nemli olmasıdır. ülkede 17,000'den fazla çiçekli ve çiçeksiz bitki türü bulunur ve bunlar yaygın olarak yetiştirilir. Beyaz ve kırmızı erik, kiraz ve kasımpatı eski zamandan beri en gözde olan bitkilerdir. Japonya dağları Nisan ve Mayıs aylarında açelya ve şakayıkların açmasıyla birbirinden güzel renklere bürünür. Ağustos ayında nilüferler, ve nihayet Kasım'da birçok Japon çiçek festivalinin temel unsuru ve Japonya'nın ulusal çiçeği olan kasımpatları açar. Diğer önemli çiçekler olarak farekulağı, çan çiçeği, keklik çiğdemi (glayol) ve onlarca tür zambak sayılabilir. Birkaç çeşit yabani kır çiçeği türüne de rastlanır.

Japonya park ve bahçe uygulamalarıyla da dünyaca ünlü bir ülkedir. Japon bahçeleri doğanın minyatür bir sembülüdür. Tabii ki, özel yöntemlerle üretilen ve saksıda yetiştirilen, bonsai ağaçlarını da unutmamak gerekir.

Bonsai'in ilk olarak 1000 yıl kadar önce Çin'de bulunduğu sanılmaktadır. Japonya'ya gelmeşi ise dış kültür etkilerinin en hareketli olduğu dönemlerden biri olan Kamakura dönemine (1183-1333) rastlar. Bonsai, normal büyüklükteki ağaçlardan üretilir. Herhangi bir ilaç ya da kimyasal madde kullanılmaz. Ekimi ise normal ağaç ekimi ile aynıdır. Tohum, filiz yahut toprakta köklendirilmiş fidan, küçük bir saksı ya da tabağadikilerek kökleri ve dalları düzenli aralıklarla ve belli tekniklerle budanır. Bu şekilde ağaç yaş ve görüntü olarak gelişir ancak büyümez. Boyları 5 santimetre ile 1 metre arası değişir. Ağaçlar, boyları büyümeyen özel cüce ağaç türleri değil, her yerde rastlanabilen sıradan ağaçlardır. En çok kullanılanlar ise çam, bambu ve eriktir. İyi bakılan bir Bonsai ağacı yüzyıllarca yaşayabilir ve nesilden nesile aktarılır. Bonsai, oldukça zor bir uğraştır. Sadece temel konularda uzmanlaşmak bile 5 ila 10 yıl alabilir. Bir Bonsai ağacı, tabağı ve toprağıyla birlikte Yeryüzü ve Cennet'in aynı saksıdaki birlikteliğini temsil eder. Küçük bir saksının içindeki az bir toprak parçasının bile kendi Başına bir tabiat yaratabileçeğinin; bu ruha ve güce sahip olduğunun ifadesidir. Ağaç her zaman saksı ya da tabağın merkezine yerleştirilir. Bu sadece görsel bir simetri için değil Bonsai kültürünün felsefesini tamamlamak için gereklidir. Merkez her zaman yeryüzü ile cennetin buluştuğu kutsal yeri temsil eder ve bu yeri hiçbir şey işgal edemez. Geleneklere göre Bonsai yetiştirmek için asıl olarak üç elemanın gerekli olduğu söylenir: Şin-Zen-Bi yani Gerçek-İyilik-Güzellik.

Eğitim; Çok gelişmiş bir eğitim sistemine sahip Japonya'da okur-yazar oranı %100'dür. İngilizce yabancı dil olarak ortaokuldan itibaren zorunlu olarak verilir.

Japon Alfabesi; Japon yazısı üç hece alfabesinden oluşur.
Hiragana: 43 heceden oluşur ve Japonca kelimeleri yazmak için kullanılır.
Katakana: 43 heceden oluşur ve yabancı kökenli kelimeleri yazmak için kullanılır.
Kanji: "Jooyoo Kanji" 1945 karakterden oluşur ve Çince kökenli kelimeleri yazmak için kullanılır.
Roomaji: Japonca kelimelerin Latince transkipsoyonudur.

Yazı Reformu; Japon dili diger dillerle karşılaştırıldığı zaman çok karmaşık bir dildir. Bu dilde üç ayrı yazı çeşidi vardır. Ayrıca buna birde Roomaji'yi (Latince harfler) eklersek işin içinden çıkmak iyice zorlaşır. Bu yüzden Japonlar defalarca yazı sistemlerini basitleştirmeye veya değiştirmeye teşebbüs etmişlerse de her defasında vazgeçmişlerdir. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra 1946 yılında Kokugo Shingikai 1850 Tooyoo Kanjiyi (Çince karakterlerin güncel kullanımı) yayınladı. 1948 tarihinden itibaren toplam 1850 Tooyoo Kanjiden 881 Kanjinin, Japon ilk öğretiminde öğrenilmesi mecbur tutuldu (Kyooiku Kanji).1981'de yapılan yeni bir yazı reformu ile Kanji sayısı Jooyoo Kanji (Çince karakterlerinin genel kullanımı) adı altında 1945'e çıkartıldı. İlk öğretimde mecbur tutulan Kanji sayısıda 881'den 996'ya yü|kseltildi. Ayrıca iki hece alfabesi Hiragana ve Katakana, 46'şar heceden oluşmaktadır (bkz. Hiragana ve Katakana hece tablosu). Bugün Jooyoo Kanjinin tüm Japon basın ve yayın organlarında (gazete, dergi vb.) kullanılması sınırlandırıldı.

Din; Japon toplumu toplumsal ilişkilerin şekillendirilmesinde dini inanışlardan çok, güçlü sosyal ve bireysel değerler üzerine kurulu bir toplumdur. Uyumluluk ve karşılıklı bağımlılığın vurgulandığı eğitim sisteminin bunun sürdürebilir kılınmasında önemli bir yeri vardır.

Konfüçyüs geleneğiyle Japon sosyal düzen anlayışı arasında sıkı bir ilişki vardır. Bireylerin toplumdaki sosyal rollerine uygun davranışlar göstermesi gerekliliğinin temelinde bu dini inanış gelmektedir. Buda toplumda hiyerarşiyi doğallaştırır. Bu da bireyler arasında muhatabın gerçek anlamda kim olduğunun bilinmemesi durumunda doğabilecek yanlışlıklardan kaçınmak amacıyla iletişimi güçleştirir. Japonca statü farlılıklarını ifade etmenin en önemli aracıdır.

Buna rağmen Modern Japon toplumunun seküler olduğu söylenebilir. Hastalıkların ve ölümün modern top teorileriyle açıklanmasına rağmen, hastalanmış bir Japon aynı zamanda hem tıp doktoruna, geleneksel Çin tıbbı konusunda yetkin bir 'doktor'a yada yerel bir tapınağa gitmesi çok doğaldır. Tıp doktoru hastalığın bir enfeksiyondan kaynaklandığını, diğerinin vücut dengesinin sağlıklı olmadığından kaynaklandığını, tapınağa gitmenin nedeni de ilahi anlamda temizlenmenin bir aracı olarak görülebilir. Üniversite giriş sınavına çalışan bir öğrencinin başarısının çok çalışmaya bağlı olduğunu bilmesinin yanında tapınağa gidip dua etmesi de aynı düzeyde normaldir.

Yukarıda ifade edilen değerler çeşitli dini ve felsefi geleneklerden gelir. Temeli antik Japon dini olan Şintoizm tarafından şekillendirilen Japon dünya görüşü, hiyerarşi, sadakat, imparatorun tanrının oğlu olduğu anlayışlarını Konfüçyüzimden almaktadır. Budizm ise toplumsal yaşamın, sanat ve tapınakların arkasındaki temel değerdir

19. Yüzyıl'ın ikinci yarısında Şinto dini ulusal din olarak ilan edildikten sonra, imparatorun tanrılık vasfı ve diğer kutsal ve yüksek vasıflarının da ağırlığıyla, tüm Japon halkı dini kökenlerine bakılmaksızın Şinto tapınaklarında ibadet etmeye zorlandı. 1946'da Müttefik kuvvetlerin zorlamasıyla Şinto dini devlet dini olmaktan çıkarıldı ve imparator Hirohito Tanrı olmadığını resmen kabul etti. 1947 yılında Şinto resmi din olmaktan çıkarıldı ve mutlak dini özgürlük resmi olarak ilan edildi.

Japonya'da en yaygın inanç Şinto olarak görülmesine rağmen, aslen Şinto dini Budizm'in etkisiyle büyük bir değişime uğradığı için, genel inanış Budizm'dir. Bu yüzden şintoist olan kesimin büyük kısmı aynı zamanda budisttir. Hıristiyanlık, Rum Ortodoks, Protestan ve Roma Katolik mezheplerinde görülmesine rağmen hıristiyan kesimin oranı %1-2'yi geçmez.

2 Yorum - Senin Görüşün Nedir?

#1 japon
-
ill
-
2016-11-04 21:31:17 +6

bence o yörelerin fotoğraflarıda konulsaydı

#2 ben ne istiyorum
-
Başaknurr
-
2016-11-13 09:15:13 +5

Ya ben sabah yediği yemekleri ayrı öğle yediği yemekleri ayrı akşam yemeğini ayrı yazmalarını istedik her sitede aynı başlıcamm ya

Görüşün Nedir?

Karakter Sayacı:
0