Türkçe Bilgi , Ansiklopedi, Sözlük

Çeşitli konularda makaleler içeren ve kullanıcıların yorum yazarak bilgi eklediği genel bilgi ve başvuru sitesi

Youtube

Kanalımıza abone oldunuz mu?

Youtube kanalımıza abone olarak hem sitemize destek olabilirsiniz hem de bilgilendirici videolarımızdan haberdar olabilirsiniz.

Hemen Abone Ol!

İletişim Bilgisi

Aşağıdaki bilgileri kullanarak site hakkında bize ulaşbilirsiniz

Telefon: +90 536 686 91 70

[email protected]

Kız Kulesi, İstanbul

Kız Kulesi, İstanbulKız Kulesi'nin tarihi M.Ö. 341 yılına kadar uzanır. Bu tarihte Komutan Chares'in eşi için, mermer sütunlar üzerine bir  anıt mezar yapılır. M.Ö. 410'da ise Sarayburnu'nundan  kulenin bulunduğu yere bir zincir gerilerek, boğazın giriş ve çıkışları kontrol edilir.

M.S. 1100'lere ilk belirgin yapı (kule), İmparator Manuel Comnenos tarafından savunma kulesi olarak inşa ettirilir. Yapı, “Küçük Kale" anlamına gelen Arcla adını alır. İstanbul'un fethinden sonra kule, savunma kalesi olmaktan çok bir gösteri platformu olarak kullanılır.

1509 depreminde zarar gören yapı, daha sonraki yıllarda yeniden inşa edilir ve ilave edilen fenerle de gemilere yol gösterme işlevi yüklenir. 1719 yılında fenerde çıkan yangınla harap olan  Kız Kulesi, 1725 yılında şehrin Başmimarı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından onarılır. Kule kısmı biraz değiştirilerek üst tarafa camlı bir köşk ve onun üzerine de kurşunla kaplı bir kubbe oturtturulur ve bina kagir olarak yeniden  yapılır.

1830 yılındaki kolera salgınında ise karantina hastanesine dönüşür. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminde toplarla donatılarak tekrar savunma kalesi olur. Ünlü hattat Rakim'in yazısı ile kapısının üzerindeki mermere Sultan 2. Mahmut'un tuğrasını taşıyan kitabe yerleştirilir. 1857'de tekrar ilave edilen fener,  1907de otomatik sisteme kavuşur. 1959 yılında radar istasyonu olarak kullanılan Kız Kulesi 1982 yılında  Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne devredilir. 5 kat ve bir  asma kattan oluşan Kızkulesi, günümüzde özel bir şirket tarafından işletilen restoran ve kafeterya olarak İstanbul'lulara hizmet vermektedir.

Kızkulesi Efsaneleri

Kız Kulesi, İstanbulKız kulesi'nin ulaşılmazlığı nedeniyle, insanlar onun içinde yaşanılanlar hakkında çok fazla bilgiye sahip olamamışlar ve içi ile ilgili hikayeler anlatmak ve düşler kurmak ile yetinmişlerdir.

Kız kulesi ile ilgili anlatılan ilk hikaye; Ovidius'un kaydettiği bir aşk hikayesidir. Hero ile Leandros adlı iki gencin hüzünlü aşkını anlatan bu hikaye, Hero'nun kuleden ayrılmasıyla başlar. Hero, Afrodit'in rahibelerindendir ve aşka yasaklıdır.

Yıllar sonra Afrodit'in tapınağında yapılan bir törene katılmak için kuleden ayrılır ve orada Leandros ile karşılaşır. Birbirine aşık olan iki genç, Leandros'un gece kuleye gelmesi ile aşklarını kutsarlar. Kız kulesi her gece iki gencin gizli aşkına ve yasak sevişmelerine tanıklık eder. Leandros'un yüzerek kuleye geldigi fırtınalı bir günde Hero'nun yaktığı sevda ateşinin feneri söner. Karanlıkta yolunu kaybeden Leandros boğazın sularına gömülür. Sevgilisinin öldüğünü gören Hero da kendini Kızkulesi'nden boğazın sularına bırakır.

Bu efsaneden esinlenilerek, Kız kulesi uluslararası tanınmışlığı ile Leandre Tower olarak anılır ve bilinir.

Kız Kulesi, İstanbul

Kavuşamayan aşıklara atfen anlatılan bu hikayeden başka bir de; Kleopatra'nın sonuna benzer bir sonun anlatıldığı yılan hikayesi vardır. Kehanete göre kralın birine, çok sevdiği kızı on sekiz yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokularak ölecegi söylenir. Bunun üzerine kral denizin ortasındaki bu kuleyi onararak kızını buraya yerleştirir. Kaderin kaçınılmazlığını kanıtlarcasına, kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesin tenine süzülerek zehrini boşaltır. Kral, kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya'nın giriş kapısının üstüne yerleştirir. Bugün bu tabutun üstünde iki delik vardır. Yılanın, ölümünden sonra da onu rahat bırakmadığına dair hikayeler anlatılır.

Kız Kulesi, İstanbul


En son anlatılan hikaye ise Osmanlı Dönemi ile ilgilidir. Battal Gazi'nin askerleri ile Kızkulesi'ne baskın yaparak kuleye saklanan hazinelerin ve Üsküdar Tekfuru'nun kızını kaçırdığı ile ilgili hikayedir. Battal Gazi tekfurun kızı ve hazinelerini aldıktan sonra Üsküdar'dan atına atlayıp oradan uzaklaşmıştır. Çokça bilinen "Atı alan Üsküdar'ı geçti" lafı bu hikayeden gelir. Bu hikayeden günümüze gelen bir diğer şey de küçük kulemizin ismi ile ilgilidir. Diğer efsanelerdeki prenseslere de atfen Türkler buraya Kız Kulesi ismini vermişlerdir. Antikçağ'da Arkla (küçük kale) ve Damialis (dana yavrusu) adları ile anılan kule, bir ara da Tour Leandros ismi ile ün yapmıştır. Şimdi ise "Kız kulesi" ismi ile bütünleşmiş ve bu ismi ile anılmaktadır.

Suların, karasevdanın ve söylencelerin gizemini taşıyan Kız kulesi, İstanbul'un en romantik ve gizemli mekanlarından biri. Alımlı, sevdalı ve denizin ortasında bir başına, yapayalnız... Kendi kendine yeten bir tarihe sahip olan mekan, yüzyıllardır anlatılan efsaneleriyle de bir ilgi odağı.

Aslında Kız kulesi, kimlerin anısında bir yer edinmemiştir ki. İstanbul'da yaşayıp da burası ile ilgili bir anısı olmayan herhalde yoktur. Hatta bırakalım İstanbul'u, şehre dışarıdan gelen yerli yabancı turistlerin bile mutlaka görmeden ayrılmadıkları, boğazın Marmara çıkışına yakın, pırıl pırıl parlayan bir inci tanesi gibi.

Sahilde, karşısına oturduğunuzda, zaman ve mekan kavramı nasılda anlamını yitiriyor kişide. Nerdeyse, İstanbul'un ta kuruluşundan bugüne tarihe tanıklık ediyorsunuz. Dalga sesleri, martı çığlıklarına karışıp bir sevda bestesi oluveriyor. Ve siz bu doğal orkestranın inanılmaz keyifli nağmelerinde kaybolup gidiyorsunuz.

Gece ya da gündüz, seher vakti, öğle sıcağı, soğuk fırtınalı bir kış günü, ılık bir sonbahar akşamı... Hiç farketmiyor, her zaman, her mevsim orada mutlaka keyif alacak bir şeyler buluyor insan.  Bunun için hayat felsefeniz, dünya görüşürüz, hangi milletten olduğunuz çok önemli değil.  Ne olursanız olun, mutlaka orada sizi kapıp götürecek, farklı duygular tattıracak bir şeyler var.

Bu özelliği ile, belki de dünyada sayılı yerler, yapılar arasında. Dünyanın neresinde olursanız olun, İstanbul dendiğinde ilk akla gelenlerden.

Görüşün Nedir?

Karakter Sayacı:
0