Türkçe Bilgi , Ansiklopedi, Sözlük

Çeşitli konularda makaleler içeren ve kullanıcıların yorum yazarak bilgi eklediği genel bilgi ve başvuru sitesi

Youtube

Kanalımıza abone oldunuz mu?

Youtube kanalımıza abone olarak hem sitemize destek olabilirsiniz hem de bilgilendirici videolarımızdan haberdar olabilirsiniz.

Hemen Abone Ol!

İletişim Bilgisi

Aşağıdaki bilgileri kullanarak site hakkında bize ulaşbilirsiniz

Telefon: +90 536 686 91 70

[email protected]

Çocuk Ve Suç

Makale Sayfaları
Çocuk Ve Suç
Sayfa 2
Sayfa 3

EVRENSEL SORUN

İnsanoğlu XX. yy'ı tüketip XXI. yüzyıla hızla yaklaştığı şu günlerde elektronik çağı yakalamış, gezegenlerarası yolculuk yapıyor durumuna çıkmıştır. Dünya günde 1.5 milyar dolar Askeri harcama yaparken yıllık 17 milyon çocuğun ölümüne seyirci kalıyor. Çocukların çoğu çalıştırılıyor. Gelişmelerine balta vuruluyor. Çekirdek aile büyük yer alıyor ve bireyi topluma kazandıracak en önemli müessese sallanıyor.

II. Dünya savaşından sonra çocuk suçlarında önemli artış olmuştur. Çağdaş gelişmeler beraberinde yeni suçlarıda getirmektedir. Son yılların en büyük suçu uyuşturucu madde kullanımı. Bu suçun işlendiği I. ülkenin ABD oluşturuyor. Batı da çocuk gençlerin işledikleri suçlarda organize suçlar, önemli bir bölümü oluşturuyor, çocuklar 2-5 kişilik çeteler kurarak organizeli bir şekilde suç işliyorlar.

TÜRKİYE'NİN SUÇLU ÇOCUKLARI

Türkiye dünyadaki mezkur gelişmelerden derinden etkilenmiştir. Sanayileşme ve hızlı bir kentleşmenin yasadışı ülkemizdeki bu gelişmeler düzenli olmadığı için çarpıklıklara sebep olmaktadır. Tabii ki çocuk suçlarında da önemli artış olmaktadır. Çocuk suçları genel suçlara oranla %5 tir. Ne yazık ki işlenmen suçların cinsini ve yüzdelik dilimini bulmanın ötesinde bir şey yapmamışız.

Türkiye'de, Ankara, İzmir ve Elazığ'da çocuklar için ıslah ve cezaevleri vardır? Çocuk suçlarının en fazlası şahsa karşı işlenen suçlar, cinsel, suçlar ve mala karşı işlenen suçlar olarak sıralayabiliriz.

Şahsa karşı işlenen suçlardan hüküm güden çocuklar, kan davası, hayvan ve arazi antlaşmazlığı, namus temizleme gibi sosyal sorunlardan dolayı suç işlemişlerdir.

Islahevlerindeki çocukları topluma kazandırma gibi planlar olmazsa çocuk hayat boyu potansiyel suçlu olacaktır. Çocukları hor görmeden, aşağılamadan, yaptıkları suçun yanlışlığını ikna ederek anlatmak bir görevdir. Aksi takdirde ıslahevinden çıkan çocuk başka bir suçla yeniden cezaevine gelecektir. Bu fasit daireyi kırmak yetkililere ve topluma düşüyor.

II. BÖLÜM

II. Bölüme doğuşta suçlu olmayabilir mi? sorusuyla başlanıyor ve kromozomlar vesilesiyle anne, babadan çocuğa genler vasıtasıyla geçen bireyin “kalıtsal katori olarak tanımlanıyor. Sara ve Psikopati yani bireyin karakter ve heyecan tepkilerinde bozukluklar gösteren bir ruhsal gerilik duruma genelde kalıtsaldır. Ancak bunların getirdiği suçlar kendi başına kalıtım yoluyla geçmemektedir. Ancak ve ancak dolaylı bir etkidir. Asıl etki, zekası, çevre eğitim ve terbiyedir. Kalıtım gibi fizyolojik özelliklerde suça etken birer öğe olabilmektedir.

Zeka dediğimiz “soyut düşünme ve olaylar arasında ilişkiler kurabilme ve kendi kendini eleştirebilme yeteneği” gücü suça iten etkenlerdendir. Zeka seviyesi düşük olan çocukların suç oranlarının yüksek olduğunu görüyoruz. Bu zihinsel fonksiyonların yetersiz gelişmeyi dediğimiz zeka geriliği ise doğumla birlikte görülebileceği gibi, çocukluk yıllarında meydana gelen bir travma, enfeksiyon, beslenme bozukluğu ve hastalıklar sonucu ortaya çıkış ve çocukları suça iten en önemli etken olarak karşımıza çıkar.

III. BÖLÜM

Kalıtım, biyolojik etkenlerle çocuğun gelişim evrelerine ilişkin özellikleri bilmemekten doğan hataların, çocuk suçluluğunun sebebini oluşturur.

Çocuğun bebeklik döneminde Annesini kaybetmeyi onun duygusal gelişimini tamamlayamamasına sebep olur. 0-5 yaş arasında karakterin şekillendiği üzerindeki görüşbirliğini göz önüne alacak olursak bu durum çocuğu suça itebileceğini söyleyebiliriz.

Çocukluk döneninin en tehlikeli bölümü şüphesiz ki ergenlik çağı dediğimiz 12-15 yaş dönemidir. Çocuk bu süre içinde bir arayış içine girer. Birilerine benzemek ister. Kendi kendini sorgular ve duyguları kabarır. Bu dönemi aile ve okul çocuğu üzerine gitmeden atlatırsa çocuk sağlıklı bir fert olur. Aksi taktirde bu devredeki duygu selinin kendisini içine ittiği bir sürü suç içine düşüp çıkamayabilir.

IV. BÖLÜM

Bu bölümde çocuğun yetişmesinde AİLE ve OKUL'un önemi üzerinde duruluyor.

Aile en küçük toplum birimidir. Mükemmel fertler bu çekirdekde yetişir. Yani aile iyi yada kötü bütün tohumların yetiştiği ortamdır. Bundan dolayıdır ki ailenin çocuğun gelişimi, onun topluma yararlı bir fert olması yada suça itilen bir çocuk, anti-sosyal bir varlık olması yönünde etkileri çok büyüktür. Ailenin çocuk üzerindeki etkisi anne karnında başlar. Aile çocuğuna -Grup içinde dengeli birey olması için duygusunu bunun gerçeklemesi için gerekli ortamı, rehberliği ve sorunları çözer.

Çocuk içinde büyüdüğü ailenin sosyal yapısından etkilenir. Ailenin birlik veya dağınık olması yada Anne babadan birisinin ölümü çocuğun duygusal gelişimini son derece etkiler. Ayrıca ailenin sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyi onun ilk sosyal deneyimlerini oluşturacak ve kişiliğin gelişmesinde son derece önemli bir faktör olacaktır. Ayrıca Ebeveynin çocuğa sert yada yumuşak tavırları, tutumları, ona değer verip vermemesi, ergenlik çağında ona yardımcı olup olmamasında son derece önemlidir. Çünkü çocuk bu tutumların bağrında gelişir. O halde Ebeveynler:

- Çocukların güven duygusunu geliştirecek şartları hazırlamak

- Yeterince sevgi, şefkat ve ilgi göstermeleri

- Çocuğ3un gelişme dönemlerini bilip ona göre davranmaları

- Çocukları kendi yetenekleri ve konumlarında kabul etmeleri

- Gerekli miktarda oyun oynama imkanlarını hazırlamak zorundadırlar.

Ailede disiplin anlayışı çocuğun duygularını bastırıcı makul isteklerine gem vurucu mahiyette değil de, tutarı, ve makul disiplin anlayışının olması gerekir. Buna tatlı fert bir disiplin anlayışı da diyebiliriz. Baskıcı aile çocuklarının suça yöneldiklerini ve bastırılan duyguların ileride ruhsal bozukluk olarak karşımıza çıktığını görmekteyiz. Ayrıca bozuk ve parçalanmış ailelerde gösterilemez ve istenilmeyen çocuk ilan edilir? Bu durumda şüphesiz çocuğun gelişimini olumsuz etkileyip suça iter. Ayrıca ailenin eğitim durumu sosyo-ekonomik durumu, ailedeki birey sayısı ve konut durumda suça etkendir. Okuma yazma bilmeyen aile çocukları, çok çocukları aile çocukları ve kendilerine ait olmayan meskenlerde oturan aile çocukları suça daha yatkındır.

Ailenin yanında suçluluğu en fazla etkileyen bir diğer unsur da OKUL dur. Çocuğun kişiliğinin oluşmasında çok önemli bir faktör olan eğitimin aracı okul şüphesiz ki suçları azaltmaktadır. Okul bir sosyal kurum olarak gerektiğinde aile ve yakın çevrenin veremediği olumlu etkileşim ortamını hazırlayan bu boşluğu dolduran bir kuruluştur. Okul, bu önemli işlevini gereği gibi yerine getirebildiği ölçüde başarılı olur.

Görüşün Nedir?

Karakter Sayacı:
0