İslami Bilimde Metodoloji sorunu
Makale Sayfaları |
---|
İslami Bilimde Metodoloji sorunu |
BİLGİNİN İSLAMİLEŞTİRİLMESİ |
İSLAMDA BİLGİ EDİNMENİN YOLLARI VE MODERN BİLGİ NAZARİYESİNİN TENKİDİ |
BİLGİNİN İSLAMİLEŞTİRİLMESİ |
Gösterilen Sayfa 4 / 4
G)BİLGİNİN İSLAMİLEŞTİRİLMESİ (Fazlır Rahman)
Allah (c.c) Hz.Adem'i yarattı ve ona herşeyin ismini öğretti. Ve ona göklerin, yerin ve dağların yüklenmediği emaneti yükledi. Kur'an'ın ilm kelimesini kullandığı şüphesizdir. Allah (c.c) Hz.Davud'a zırhı nasıl yapacağını öğretti. İşte bu da bir ilimdir. Kötü olan ilm değil onu yanlış kullanmak veya su-i istimal etmektir.
Alkolün meşruiyetini Kufe'lilerden, mu'tanın meşruiyetini bazı Mekkeli fakihlerden, uyuşturucu kullanmanın meşruiyetini diğer bazı Mekkeli fakihlerden, musikinin meşruiyetini Medinelilerden alan bir kişi, becerebildiği bütün kötülükleri biraraya getirmiş olur.
Felsefenin İslam'a girmesinden çok kısa bir süre sonra, İbn Sina felsefi sistem kurdu. Aristo'dan sonra evrende insan hayatının bütün yönleri de dahil her şeyi açıklamayı hedef alan kapsamlı bir felsefi sistem kıran ilk düşünür İbn-i Sina'dır. İbn-i Sina'nın Yunan felsefesi, İslam ile sentez etmek için çalıştığı bir gerçektir.
SONUÇ:
İslami bilgiyi nasıl gerçekleştireceğimize ilişkin haritalar ve şemalar yapma düşkünlüğünden vazgeçmeliyiz. Zamanımızı, enerjimizi ve paramızı önermelerle ile değil, kafalar yetiştirmeye harcayalım. Hem kendi hem de batı geleneğini sorgulayalım. Bu sorgulama ve eleştiri son değil tam tersine yeni bilgiyi keşfetmekte ilk adımdır. İşte bu, müslüman aydının gerçek hedefidir.
H)BİLGİNİN İSLAMİLEŞTİRİLMESİNDE MÜSTAKBEL EĞİLİMLER
(İlyas-Ba-Yunus)
Başlangıçta İsmail Faruki'nin hayatı anlatılıyor. Önce Müslüman Öğrenciler Teşkilatını kurdu.
Bütün bu çalışmaları Bilginin İslamileştirilmesi adına yaptı. Amaç Kur'an ve sünnet ışığında geçmiş eğitimimizi gözden geçirerek bilimi yeniden eğitime sokmak.
Faruk'i Bilginin İslamileştirilmesinde 3 plan sunar:
1)Bilginin Birliği 2)Hayatın Birliği 3)Tarihin Birliği
Çalışma Programı, Çağdaş Disipline hakim olmak, İslami mirasa hakim olmak, Çağdaş ve islami disiplinlerin değerlendirilip yeniden düzenlenmesi diye özetlenir.
Ölümü üzerine çalışmaları sonuçsuz kaldı.
Hedefe ulaşabilmek için, liderlerin, alimlerin, aydınların, Teşkilatların el ele verip güçlenmeleri ve sıkıntıları paylaşmaları lazımdır.
I)İSLAMİ BİLİM ÜZERİNE SON TARTIŞMALAR (M.Zeki Kirmani)
Gerçekte, Batı Modelini alma uğraşında müslümanlar çok başarısız olmuşlar, dikkate değer bir şey üretememişler. Bu belki de Batı modelinin ümmetin psikolojik yapısına uygun olmamasındandır.
Müslüman entelektüeller, son zamanlarda çabalarını, kökleri Kur'an'da bulunan islami düşünceye dayalı bir bilim modeli geliştirmeye yönelttiler. Düşüncelerini Kur'an'nın entelektüel boyutuyla biçimlendiren, yalnızca özgünlükte değil, okuyucuya hitap etmekte kusursuzdur.
Mevdudi ve Seyyid Kutup, teorik bilimlerin müslümanlarca kabul edilmesi için, Kur'an ve sünnet ışığında eleştirisel olarak incelenmesi gereğinin farkına vardılar.
Bilim her milletin yetkin olmak istediği bir alandır. İslami ilkeler bilime karşı değildir. Gerçekte islamın çelişkiye düşen kuramları aslında bilimsel değildir.
Neccar, özellikle müslüman toplumlar için, bilimsel kitapların yeniden İslami bir perspektifte yazılması ve eğitimin buna uygun biçimde yeniden yönlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.
İslami bilimin temelleri hakkında Ziyaüddin Serdar önemli katkılarda bulunmuştur. Çalışmasının en önemli özelliği, onun islami bilimin köklerinin, islami temel kavramlarda olduğunu anlamış olmasıdır. İslami bilim temelinde, amacında, yaklaşımında, alanında ve bakımında pragmatiktir. İslam bütün sorunları tek başına çözmeye yetenekli bir dinamik sistemdi.
SONUÇ:
Bu mevzudaki tartışma açıkça gösteriyor ki, muhtelif görüş ayrılıklarına rağmen müslüman alimler, Batı bilimine alternatif konusunda ciddi bir ilerleme kaydetmişlerdir. Fakat bu alternatif henüz tam bir kabul görmemiştir. Neticede vahiy yoluyla ve gözlem yoluyla elde edilen bilgi doğru bilgiyi oluşturur. Bu bilgi yanlışlaşamaz ve olduğu gibi alınmalıdır. Akıl, sezgi ve çıkarım yoluyla elde edilen bilgi esas itibariyle belirsizdir. Zaman ve mekana göre değişme imkanı vardır.
Görüşün Nedir?