Türkçe Bilgi , Ansiklopedi, Sözlük

Çeşitli konularda makaleler içeren ve kullanıcıların yorum yazarak bilgi eklediği genel bilgi ve başvuru sitesi

Youtube

Kanalımıza abone oldunuz mu?

Youtube kanalımıza abone olarak hem sitemize destek olabilirsiniz hem de bilgilendirici videolarımızdan haberdar olabilirsiniz.

Hemen Abone Ol!

İletişim Bilgisi

Aşağıdaki bilgileri kullanarak site hakkında bize ulaşbilirsiniz

Telefon: +90 536 686 91 70

[email protected]

Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşu

Makale Sayfaları
Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşu
Sayfa 2
Sayfa 3
Sayfa 4
Sayfa 5
Sayfa 6
Sayfa 7
Sayfa 8
Sayfa 9
Sayfa 10
Sayfa 11
Sayfa 12
Sayfa 13

b-Millî Bağımsızlık(İstiklâl-i tam) :

Siyasî anlamda bağımsızlık, bir başka devlete veya milletler arası herhangi bir kuruluşa bağlı bulunmamak demektir. Millî Bağımsızlık, milletin bu fikri benimsemesi ve amaç edinmesiyle ortaya çıkar. Türk milleti için "bağımsızlık" ise vazgeçilemeyecek, taviz verilemeyecek bir karakteridir.

Mustafa Kemal Paşa'nın bağımsızlık anlayışı kayıtsız ve şartsız bir şekilde bağımsızlıktır:

"İstiklal-i tam, denildiği zaman, bittabi siyasî, malî, iktisadî, adlî, askerî, harsî ve ilah her hususta İstiklâl-i tam ve serbest-i tam demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde istiklâlden mahrumiyet,millet ve memleketin mana-yı hakikisiyle bütün istiklâlin mahrumiyeti demektir".

"İstiklâl-i tam, bizim bugün tercih ettiğimiz vazifenin ruh-ı aslisidir. Bu vazife, bütün millete ve tarihe karşı tercih de edilmiştir".

Batının emperyalist devletlerine karşı girişilen Millî Mücadele Hareketi'nin temelinde Türk milletinin bağımsızlığını kazanma arzusu yatar. Anadolu Kongrelerinde "Milletin bağımsızlığından vazgeçilmediği ve vazgeçilmeyeceği" esası kabul edilmiştir. Bu esas ile kurulan yeni Türk devleti milletler arası hayatta yerini Lozan Barış Antlaşması ile almış ve kazandığı Millî Mücadele zaferi, milletler arası bakımından da bu antlaşma ile teyit edilmiştir.

Misak-ı Millî'nin öngördüğü tam bağımsızlık fikrinin askerî ve siyasî başarılar neticesinde elde edilmesiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti,bağımsızlık anlayışımızın korunması ile ilelebet yaşayacaktır.

c-Millî Birlik:

"Millî birlik ve beraberlik, milletçe, bir arada yaşamayı ve bütünlüğü ifade eder. Millî birlik ve beraberlik, Türk devletini oluşturan kişilerin karşılıklı sevgi ve saygı ile birbirine bağlanmasını, ortak amaçlara yönelik olarak varlığını devam ettirmesini belirtir.

Millî birlik ve beraberlik, milliyetçilik ilkesinin doğal bir sonucu, milliyetçilik ilkesinin öngördüğü ortak amaçların bir görünümüdür. Millî birlik ve beraberlik, milletçe birliği ve beraberliği ve bütünlüğü de ifade ettiğinden millî devletin bir yönden de gerçekleşme vasıtasıdır".

Mustafa Kemal Paşa, millî birliğin taşıdığı anlamı şu şekilde ifade etmiştir:

"Bir yurdun en değerli varlığı, yurttaşlar arasında ulusal birlik, iyi geçinme ve çalışkanlık duygusu ve kabiliyetlerinin olgunluğudur. Ulus varlığını ve yurt erginliğini korumak için bütün yurttaşların canını ve her şeyini derhâl ortaya koymaya karar vermiş olmak, bir ulusun en yenilmez silâhı ve korunma vasıtasıdır. Bu sebeple Türk ulusunun idaresinde ve korunmasında ulusal birlik,ulusal duygu,ulusal kültür en yüksekte göz diktiğimiz idealdir".

"Seneler geçtikçe, millî ideal verimleri güvenli çalışmada, ilerleme hevesinde millî birlik ve millî irade şeklinde daha iyi gözlere çarpmaktadır. Bu bizim için çok önemlidir; çünkü, biz, esasen millî mevcudiyetin temelini, millî şuurda ve millî birlikte görmekteyiz".

Görüldüğü gibi Mustafa Kemal Paşa, yeni kurduğu devletin de ancak bütün fertleri ile birlikte modernleşmenin gerçekleştirilebileceğini daima vurgulamıştır.

Bunun yanında millet bilincinin ve millet olma duygusunun kuvvetlenmesi ise ancak Türk kültürünün, Türk tarihinin millî bir zemine oturtulmasının gerçekleştirilmesi ile başarıya ulaşacağına inanmaktadır. O'na göre Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür.

Millî birliğin gerçekleşmesi için Türkiye Cumhuriyeti Devleti çatısı altında toplanan insanların önce ne oldukları bilincine varmaları, hangi ortak kültürden geldiklerini bilmeleri lazımdır. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm vatandaşları; hangi ırktan, hangi dinden, hangi mezhepten gelirse gelsin birlik ve bütünlük içinde hepsi Türk'tür. Bu anlayış ise Türk milliyetçiliğinin temelini oluşturur.

d-Atatürk İlkeleri

Cumhuriyetçilik; Cumhuriyet kelimesi dilimize Arapça "Cumhur" kelimesinden girmiştir. Bu kelime halk, ahali, büyük kalabalık anlamına gelir. Cumhuriyet veya cumhurî devlet iktidarın millete, umuma ait olduğunu öngören devlet şekli demektir.

Cumhuriyet dar ve geniş anlamda kullanılır. Geniş anlamda cumhuriyetle egemenlik topluluğunun bütününe, millete aittir. Dar anlamda cumhuriyet ise sadece devlet başkanının doğrudan doğruya veya dolaylı olarak halk tarafından belirli bir süre için seçilmesi anlamına gelir.

Türkiye'de Cumhuriyet, Millî Egemenlik ilkesinin benimsenmesinin bir neticesi olarak 1921 Teşkilât-ı Esasiye Kanunu'nda yapılan 29 Ekim 1923 tarihli değişiklik sadece yönetim biçimi olarak kabul edilmiştir.1924,1961 ve 1982 anayasalarımızda da bir yönetim biçimi olarak ta kabul edilmiştir.

Atatürk'ün, Cumhuriyeti devletin siyasî bir rejimi olarak seçmesinin en önemli nedeni; Türkiye'yi modernleţtirme çabalarına cevap veren tek rejim biçimi olmasıdır. Cumhuriyeti fazilet olarak niteleyen Atatürk, Ekim 1924 tarihli bir konuşmasında Cumhuriyeti şu şekilde tanımlamaktadır: "Türk milletinin tabiat ve şiarına en mutabık olan idare Cumhuriyet idaresidir".

1937'de, 1924 Anayasası'nda yapılan değişiklikle devletin özellikleri arasında "Cumhuriyetçiliğe" de yer verilmiştir.

Cumhuriyetçilik,devletin siyasî rejimi olarak Cumhuriyeti benimseme ve onu fazilet rejimi olarak tanımlama ve değerlendirme demektir.

Cumhuriyetçilik ilkesi, Atatürk'ün devlet anlayışının temellerinden birini oluşturan Millî Egemenlik ilkesiyle çok sıkı ilişki içindedir. Millî Egemenliğin korunması ve gözetilmesi Cumhuriyet rejimi ile mümkündür.

Atatürkçü düşünce sistemi içerisinde değerlendirdiğimiz cumhuriyet ilkesi, fertlerin değil, milletin bütününün benimsediği bir ilkedir ve Türk milletine aittir.

Cumhuriyetçilik ilkesinin öngördüğü Cumhuriyet rejiminin demokrasi ile ilgisi vardır. Hatta Cumhuriyet, demokrasinin en gelişmiş şeklidir. Atatürk de bunu "Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet ţekli demektir" diyerek ifade etmiţtir.

Türkiye'de Cumhuriyet cumhuriyetçilik ilkesinde de öngörülen modern anlamda devlet ţekline ulaţma idealine uygun bir geliţme seyri takip etmiţtir.

Türkiye'de Cumhuriyet, ırk, din, dil ve cinsiyet farkı gözetmeksizin, bütün vatandaşların paylaştıkları ve yararlandıkları siyasî rejimin adı olmuştur. Eşitlik ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin özünü teşkil etmiştir.

Devlet ţekli Cumhuriyet olan yeni Türk devleti, Misak-ı Millî ile çizilen, Millî sınırların üzerinde millî devlet anlayışını, millet ve devlet birliğini, bütünlüğünü ifade eder.

Bu bütünlüğü Atatürk İzmir'de 14 Ekim 1925'te yaptığı konuşmada şu şekilde değerlendirmiştir: "Bugünkü hükûmetimiz, teşkilât-ı devletimiz doğrudan doğruya milletin kendi kendiliğinden yaptığı bir teşkilat-ı devlet ve hükûmettir ki, onun ismi Cumhuriyettir. Artık hükûmet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükûmet millettir, millet hükûmettir."

Netice itibarıyla Cumhuriyet,en gelişmiş devlet şekli olarak Türk inkılâbının sonucudur, başarısıdır.

Milliyetçilik; Milliyetçilik, millet gerçeğinden hareket eden bir fikir akımı ve çağımızın en geçerli bir sosyal politika prensibidir. Milliyetçilik, Türk İnkılâbının bir temel prensibi olduğu kadar, Türk milletinin kaderini tayin eden bir temel ilke, bir yüce ülkü, milleti huzur ve refaha yönelten bir bağdır.

Milliyetçilik ilkesi, millet ve milliyet kavramlarına dayandığından bu kavramları anlamak gerekir.

Millet, objektif bir ifade ile "herhangi bir esas etrafında toplanmış insan topluluğu " olarak tarif edilebilir. Etrafında toplanılan bu "esas" insan topluluklarının özelliklerine göre değişiklik arz edebilir. Bu "esas" Fransa'da "kültür", Almanya'da "ırk", Araplarda "dil", ABD'de "tabiiyet" mefhumlarından ibaret olabilir. İnsan topluluklarının millet olabilmesi için bu bağlardan en az birinin etrafında toplanması gerekir.

Buna karşılık bu bağlardan birden fazlası veya hepsiyle birden bağlı topluluklara milliyet ismi verilir. Türkiye Türkleri için bu bağların birden fazla olduğu konusunda ilim adamlarımız arasında görüş birliği vardır. Ancak tespitler farklıdır. Yusuf Akçura bu esasları "dil"ve"soy" olarak ifade eder. Ziya Gökalp ve İ.H. Danişment bu esaslara kültür ve din mefhumlarını da ilâve ederler.

Atatürk'ün milleti tarifi ise şöyledir: "Millet, dil, kültür ve mefkure birliği ile birbirine bağlı vatandaşların teşkil ettiği bir siyasî ve içtimai heyettir".

Atatürk, Türk milletini tarif ederken bu tarifi biraz daha açarak, milleti meydana getiren unsurları, siyasî varlıkta birlik, Dil birliği, yurt birliği, ırk ve menşe birliği, tarihî yakınlık ve ahlâkî yakınlık olarak tespit etmektedir. Bu tarif Türk milletinin zengin bir kültür ve medeniyete sahip olduğunu ifade eder.

Milliyetçilik, kişiyi, topluluğu bağlayan bağ olarak "Milliyet, vatandaşlık, milliyet duygusu" şeklinde de ifade edilmektedir. Ancak, milletle, milliyetçilik arasında fark vardır. Milliyet, bir millete mensup olma, bir millete bağlı olma hâlidir. Milliyetçilik ise, bir millete mensup kişilerin, mensup oldukları millete karşı besledikleri bağlılık duygusu ve şuurudur.

Kişinin mensup olduğu kitleye karşı duyduğu bağlılık, hissi, millet duygusunu esasını, kökünü teşkil etmektedir.

Atatürk'ün milliyetçilik anlayışı, özellikle Türk milletinin birliği ile beraberliğine yer ve değer vermektir. Atatürk'ün milliyetçilik anlayışı birleştirici ve toplayıcı nitelikte ve millet yararınadır. Bu anlayış Türk milleti gerçeğinden hareket eder ve ona dayanır. Gerçeğe dönüktür. Türk milletinin yükselme ve çağdaş milletlere ulaşma ülküsünü ifade eder. Türk milletini meydana getiren değerleri korumayı esas alır.

Milliyetçiliği, millet sevgisi, millete güvenme aşkı olarak kabul eden Atatürk, genç nesillerin mutlaka bu duygu ve düşünceyle yetişmesini istemiştir. O, İstiklâl Harbi'ni ve inkılâplarını, bu büyük millî hisle başarmıştır.

8 Yorum - Senin Görüşün Nedir?

#1 yıldız
-
feyza
-
2014-11-17 23:09:25 +11

Turkiye bir genc devlet abd gibi olacal

#2 Cumhuriyeti
-
Türkiye
-
2014-11-20 15:35:29 +12

Türkiye Cumhuriyet'i 23 Nisan1920'de kurulmuştır.

#3 cumhiriyet
-
yiğit efe
-
2015-03-04 20:17:44 +13

valla çokgüzel

#4 yok
-
Cumhuriyet
-
2015-11-05 19:06:46 +9

gerçekten çok güzel olmuş.Hoca performans ödevime 100 verdi

#5 TüRKİYEM
-
samet
-
2016-02-01 10:25:16 +10

BEN BU TÜRKİYEYİ ALMA İSTEYENLERE GÜNÜMÜZÜ GÖSTERDİK VE ŞANLI TÜRK DEVLETİNİ DÖRT BİR YANDAN YAPILAN SALDIRILARA KARŞI EN İYİ ŞEKİLDE SAVUNDUK VE ŞANLI TÜRK DEVLETİNİN BİRKEZ DAHA YIKILAMA YACAĞINI TÜM İNSANLIĞA BİR KEZ DAHA İPATLADIK .BİZİ YIKMAK İSTEYENLER GELSİN BAKALIM AYNI ŞEYİ YAPABİLİRLERMİ HEY GİDİ BENİM GÜZEL TÜRKİYEM.


#6 Türkiyem
-
Talha
-
2016-05-19 17:54:01 +9

Çok güzel türkiyem

#7 Asker
-
Komando
-
2018-04-15 12:10:39 +2

Güzel ama çok uzun yavv

#8 canım ATATÜRKÜM
-
atam canım
-
2018-10-28 16:56:23 +1

canım atam

Görüşün Nedir?

Karakter Sayacı:
0